“Siz hiçbir
insanın kurşuna dizilmesini gördünüz mü? elbette ki hayır, öyle infazlarda
ancak davetliler hazır bulunur, bunlar önceden seçilmiş kimselerdir. sizler hep
basılı resimlerle, kitaplardakinden ötesini bilmezsiniz. göz bağı, bir direk ve
uzaktaki askerler... hepsi bu kadar değil işte! kurşuna dizme müfrezesinin
mahkumdan ancak bir buçuk metre ötede durduğunu bilirmisiniz? bilir misiniz ki
mahkum ileriye iki adım atacak olsa tüfekler göğsüne dayanacaktır? bilir
misiniz ki bu kısa mesafeden ateş edenler atışlarını kalp bölgesine çevirirler
ve hepsi birden koca koca kurşunlarıyla oraya ateş edince insanın, yumruğunu
içine sokabileceği bir delik açılır? hayır, bilemezsiniz çünkü bunlar kimsenin
bahsetmediği küçük teferruatlardandır. insanların uykuları vebalıların
hayatlarından daha kutsaldır. bu mert insanların uykularına engel olmamalı.
insanın çok zevksiz olması lazım bunun için. zevk sahibi olmak ise herkes bilir
ki, olayların üzerinde fazla durmamaktır. fakat ben o günden beri bir türlü
rahat uyuyamadım. acı tat ağzımın içinde kaldı..."
Albert Camus / Veba