İstanbul’un, “Kentsel Dönüşüm Projesi” adı altında değiştirilmesi planlanan bölgelerinden biri olan Perşembe Pazarı’nı burada çalışan esnafın üzerinden anlatmaya çalıştım. Cenevizlilerden bu yana ulaşım imkanlarının kolaylığı nedeniyle ticaretin merkezi olan Perşembe Pazarı, 1950 ve 1980’li yıllarda uğradığı yıkımlarla bir harabeye dönüştürüldü. Esnafın çoğu Perpa adındaki alışveriş merkezine göç ettirildi. Kalanlar ise çıkartılacakları günü kaygıyla bekliyor.
Kamu kaynaklarının varsıllara rant yaratmak yerine ihtiyacı olanların hayatlarını iyileştirmek için kullanılması gerektiğine inanıyorum. Bu, aynı zamanda egemen güçlerin dünyanın sahibi olmadıklarını göstermekle iligili bir tavır. Yenileme adına, yaşanılan bir bölgenin ruhsuz ve yapmacık bir hale getirilmesini istemiyorum. Bir semtin yüzlerce yıllık kültürü birdenbire yok edilemez.
Niyetim, insanların yaşam alanlarının baskıcı bir tavırla ellerinden alınmasına karşı çıkmak ve steril, turistik ‘disneyland’lar yaratılmasının önünde durmak. Bir fotomuhabiri olarak bu durumda kaybedeceğimiz değerlerin neler olduğunu anlatabilmek. Belgeselin asıl işlevi, bu kadar kısa zamanda haksızlık ve eşitsizliklerle dolu bu kadar hızlı bir değişimi belgelemek suretiyle bu haksızlığın önüne geçecek bir hareket yaratabilmektir.
Perşembe Pazarı is one of the places which are planned to be transformed through the urban transformation project of Istanbul and I tried to give a picture of its story via the craftsmen working in Perşembe Pazarı. Since the times of Genoese, it was the center of trade in Istanbul because of its access facilities. But it is ruined in 50’s and 80’s by the governments of the time. Most of the craftsmen were forced to move to the business center Perpa. And now the others are waiting for the day they will be removed.
I believe that public sources should be used for enhancing the lives of the ones who need it instead of providing the rich with unearned income. This is also an attitude of claiming that the dominant powers are not the owners of the world. I am opposed to the idea of transforming living quarters into some artificial and dull places. Because the unique cultural heritage of a neighborhood should not be destroyed all at once in such a way.
My aim is standing up to the ones who take people’s living spaces away from them in a domineering way and try to create some new touristic and sterile ‘Disneyland’s. As a photojournalist, I try to show what a loss for us it will be. So the main function of the documantary is to create a movement against this injustice by recording this huge and fast transformation as much as possible.
Fotoröportaj: Fatih Pınar
fatihpinar.com