'Eski Diyarbakır'da Kültürel Çeşitlilik' fotoğraf sergisi Tophane'de devam ediyor
Tophane Tütün Deposu, “Eski Diyarbakır'da Kültürel Çeşitlilik” adlı fotoğraf sergisine 10 Mart 2012’ye kadar ev sahipliği yapacak. Küratörlüğünü, Birzamanlar Yayıncılık'tan Osman Köker'in yaptığı sergide çoğunluğu 20’inci yüzyıl başına ait 200'den fazla fotoğraf sergileniyor.
Eski Diyarbakır’ın zenginliklerinin yansıtıldığı fotoğraflarda, gündelik hayatın yanı sıra şehrin o zamanlardaki mimari dokusu ve çok kültürlü yapısı da yer alıyor. Yerleşimin 19’uncu yüzyıl sonlarına kadar sur içinden ibaret olduğu Diyarbakır nüfusunun yaklaşık yarısını Kürt, Türk, Arap kökenli Müslümanlar oluşturuyor. Apostolik Ermeniler 10 bine yakın nüfusuyla şehrin en büyük Hristiyan grubunu, Süryaniler, Keldaniler, Katolik ve Protestan Ermeniler ile Rumlar ise geri kalan Hristiyan nüfusu oluşturuyor. Üç yüz kadar kişiden oluşan Yahudi toplumunun bulunduğu şehre yakın köylerde Çerkezler, Alevi Türkmenler, Yezidiler de yaşıyor. Araştırmacıların sunduğu veriler, yaklaşık 35 bin kişinin yaşadığı Diyarbakır nüfusunun yaklaşık yarısının gayrimüslim toplulukların oluşturduğunu, ticari yıllıklar ise şehrin ekonomik hayatında gayrimüslim grupların büyük bir ağırlığının bulunduğunu gösteriyor.
Türkçe, Kürtçe ve İngilizce olarak hazırlanan sergide, Bizans döneminden beri kullanılan On Gözlü Köprü, şehirdeki tüm minarelerden daha yüksek olan SurpGiragos Kilisesi'nin Çan Kulesi, Süryani Kadim Meryem Ana Kilisesi, Mor KosmaRum Ortadoks Kilisesi; Çulciyan Bakır Fabrikası, fesli şalvarlı Ermeni ilkokul öğrencileri, Diyarbakır Süryani Bandosu, Kürt köylülere ilaç yazan Amerikalı misyoner Dr. Frederick Douglas Shepard ve tahtırevanla seyahat eden yaşlı bir Kapusen din adamı fotoğraflarını görmek mümkün.
Aynı şehirde birlikte yaşayan Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Süryani, Keldani, Yahudi, Rum, Çerkes halklar ve Müslüman, Hıristiyan, Alevi, Gregoryen, Katolik, Protestan dini ve mezhepsel topluluklar, cemaatler de fotoğraflarla görüntülenmiş. Her bir fotoğraf karesi, eski Diyarbakır 'ın çok kültürlü yapısına tanıklık ederken, kaybolan halkların hayatlarına doğru uzun bir yolculuğa çıkarıyor bizi; sürekli ertelenmiş, geç kalınmış bir yolculuk duygusu yaratıyor sergi. ALINTI