Monday, April 30, 2012

Weightless by Erika Janunger

Farid Farjad - Goleh Pamchal



Kroonk by Komitas

Gomidas Vartabed




Gomidas modern zamanların en çok tanınan Ermeni din adamı ve müzisyenlerinden biri olan Gomidas Vartabed, 1869 yılında Kütahya’da doğdu. Asıl adı Sogomon Sogomonyan’dır. Yedi yaşında yetim kaldı ve Eçmiadzin (Ermenistan)’da bir ruhban okuluna gönderildi. Ruhban okulundaki derslerini tamamladıktan sonra şarkı söylemekteki hüneri nedeniyle o okulda müzik hocalığı yapmaya karar verdi. 1896 yılında Ermeni Kilisesi’nde “agepa” (papaz) mertebesine yükseltildi. Birkaç yıl sonra da “Vartabed” statüsüne yükseltildi ve Ermeni Kilisesi’ndeki geleneğe göre yeni bir isim olarak Gomidas’ı aldı.
 Gomidas, müzik hakkında birçok bilgiyi oradaki papazlardan öğrendi ve dönemin ünlü bestecilerinden Kara-Mourza ile çalıştı. Kara-Mourza, Gomidas’ın hem dini, hem de dini olmayan müzikteki ilerlemesinde önemli rol oynadı. Gomidas müzik üzerine çalışmaya devam etti ve 1896 yılında müzikoloji alanında doktora derecesi aldı. Daha sonra da ruhban okulunda koro şefi ve müzik öğretmeni olarak ders vermek için Eçmiadzin’e döndü.
 Gomidas Ermenice, Arapça, Kürtçe ve Farsça dilleinde toplam üçyüzün üzerinde şarkı yazmıştır ve modern Ermeni Kilise ayin müziklerine de önemli katkılarda bulunmuştur. En önemli katkısı da halk müziğinin araştırmasıydı. Yıllarını yöre yöre seyahat ederek ve birçok köyü gezip oralardaki yerel müziği ve dansı inceleyerek ve -ilerideki analizler için- onları notalayarak harcadı. Düzenlemelerinde yıllarca süren çalışmaları sonucu toparladığı halk müziklerini harmanlaması koro müzikleri için muhteşem eserlerin ortaya çıkmasına nedne oldu ve bu eserler halk tarafından Ermeni Müziği’nin gerçek ortaya çıkışı olarak yorumlandı. Gomidas halk müziğine ek olarak,  Ermeni Kilise Müziği’ndeki bütün repertuarı erkek vokaller için yeniden düzenledi.
 Uluslararası arenada Uluslararası Müzik Topluluğu’nun Avrupalı olmayan ilk üyesi olarak tanınıyordu. Gomidas Paris’te Cenevre’de, Cern’de, İstanbul’da, Venedik’te ve daha birçok şehirde konserler verdi. Şu ilginçtir ki, 1915 yılında Ermeni Cemaatinin önde gelenlerinin tutuklandığı dönemlerde Gomidas da tutuklandı. Amerika Birlekiş Devletleri büyükelçisi Henry Morgenthau’nun ve Gomidas’ın eserlerine hayran olan Türk şair Mehmet Emin Yurdakul’un çabalarıyla kurtarıldı.
 1915 yılındaki tehcir ve ardından yaşanan olaylara fiziksel ve zihinsel olarak daha fazla direnemedi ve ondan sonra hiçbir zaman da iyileşmedi. Ondan sonraki yirmi sene boyunca Gomidas adeta yürüyen bir ceset gibi yaşadı. Bu saygıdeğer adam 22 Ocak 1935′te Paris’deki bir akıl hastanesinde öldü. Ölümünden bir yıl sonra naaşı Erivan’daki “Erivan Tapınağı”‘na yerleştirildi. 1950′de elyazmaları da Paris’ten Erivan’a getirildi. Daha sonra bu el yazmaları üzerine çalışıldı ve bunlar yayınlandı.

Franz Joseph Haydn "Senfoni No: 102 'Mucize'"



Franz Joseph Haydn "Senfoni No: 102 'Mucize'"

Eserin ilk kez seslendirildiği akşam dinleyenler eseri öylesine çok beğenmişlerdi ki herkes birbirinin önüne geçmek için birbirini itekliyordu.Herkes çalgıcıları daha yakından görüp dinleyebilmek için sahnenin önüne dizilmişti.İşte tam bu sırada konser salonunun dev lambası izleyicilerin oturması gereken koltukların üzerine düştü.Haydn'ın bu muhteşem senfonisi sayesinde birçok kişi ölümden dönmüştü ve bu olay ancak mucize kelimesiyle açıklanabilirdi.Eser, o yıldan bu yana mucize başlığını taşımaktadır.

Thursday, April 26, 2012

Bandista / Daima / Aşk Şarkısı

Aşk inadına, aşk devrimdir
mağlup, galip ve nikbindir
her sabah, her gece
mücadeledir
Aşk bir molotof kokteyli
bazen elde kalem misali
daim doğrudan eylemdir
pasif direniştir
Aşk İstanbul'da bir sokak
Berlin'de bir squad
b1r, i2i, 3ç bazen binlerdir
Aşk örgütlenmektir
Aşk meydandır, aşk aleni
maskesiz yürümektir
kırılmış bir tüfektir
müşterektir
Aşk bir kadim punk tutumu
karakızıl bayrak oldu
mor, yeşil ve pembedir
rengarenktir
Aşk Ankara'da bir meydan
Atina'da yanan çam
alevler içindedir
Aşk diyalektiktir

ENTU - RAŞA


"karadeniz'in; hırçın, sarsıntılı ama yaşam coşkusunu çağrıştıran, karadeniz müziğine çağdaş, evrensel dokunuşlarla, özünü bozmadan soluk katan entu; sizi alacak ve aslında hiç bilmediğiniz bir rüzgâra bırakacak..
unutmamayı anlatırken, unutmadan yaşananlara sahip çıkıp, kendi sesine sarılan entu; aslında sizi derin, dalgalı denizler gibi coşturacak..
entu; bir halkın, ayırımsız, müzik ortaklığına, sizi hiç yormadan, üzmeden, içinizi acıtmadan götürecek..
bir nefes karadeniz'e, tüm dünyayı sığdıracak..
’şimdi birlikte kelebek etkisi yaratacağız!"

Wednesday, April 25, 2012

Eski Fotoğraflar


Dinçer Sümer'in yazmış olduğu Eski Fotoğraflar oyununun, filme uyarlanmış halidir. Başrollerini, Ahmet Uğurlu ve Bennu Yıldırımlar'ın paylaştığı bu filmi seyretmenizi tavsiye ederim.
Ayrıca, Dinçer Sümer'in, (Toplu Oyunları 1) adı altında satılmakta olan kitabını, Mitos Boyut'da bulabilirsiniz. İyi seyirler dilerim.

Monday, April 23, 2012

Bob Dylan's Masters Of War performed by Sam Bradley


Savaşın Babaları

Gelin savaşın babaları
Sizler silahları üretenler
Sizler, savaş uçaklarını yapanlar
Sizler, dev bombaları yapanlar
Sizler duvarların ardına gizlenenler
Sizler masaların ardına gizlenenler
İsterim ki, bilin
Maskelerinizin ardını gördüğümü.

Siz, başka bir şey yapmayanlar
Yok etmek için üretmekten başka.
Oynarsınız dünyamla
Küçük oyuncağınızmış gibi
Elime bir silah verip
Menzilimden çıkarsınız
Ve uçuşurken mermiler
Kaçar gidersiniz uzaklara.

Eski zamanın Judas'ı gibi
Yalan söyler aldatırsınız.
Bir dünya savaşının kazanılabileceğine
İnanmamı istersiniz.
Ama gözlerinizle bakıyorum
Beyninizle görüyorum
Tıpkı yaramdan akan
Sularda gördüğüm gibi.

Siz tetikleri yaparsınız
Başkaları çeksin diye
Yaslanır arkanıza seyredersiniz
Ölü sayısının artmasını
Saklarsınız evlerinizde
Genç insanların kanları
Bedenlerini terkedip
Karışırken çamura.

Akla gelmez korkuları
Yerleştirdiniz içimize
Bu dünyaya bir çocuk
Getirme korkusunu.
Doğmamış adsız bebeğimi
Tehdit edersiniz.
Damarlarınızdaki kana
Layık değilsiniz.
           
Bildiğim nedir ki
Konuşuyorum böylesine.
Diyebilirsiniz çok gençsin
Diyebilirsiniz cahilsin
Ama bildiğim tek şey var
Sizden genç olduğum halde
İsa bile bağışlamayacak
Bu sizin yaptıklarınızı.

Size bir soru sorayım
Değerli mi paranız
Af satın alabilecek kadar?
Buna inanıyor musunuz?
Umarım kabullenirsiniz
Ölüm kapınızı çaldığında
Kazandığınız paralar yetmeyecek
Ruhunuzu geri almaya.

Umarım ölürsünüz.
Ölümünüz yakındır
Soğuk bir öğleden sonra
Tabutunuzun ardından gideceğim
Ve ölüm yatağınıza indirilirken
Seyredeceğim sizi.
Ve bekleyeceğim mezarınızın başında
Gerçekten öldüğünüzden emin olana dek.
                                                Master Of War, 1962
                                                Bob Dylan

Sunday, April 22, 2012

Genocide and Bosnian War

This month marks the 21th anniversary of the start of the Bosnian War, a long, complex, and ugly conflict that followed the fall of communism in Europe. In 1991, Bosnia and Herzegovina joined several republics of the former Yugoslavia and declared independence, which triggered a civil war that lasted four years. Bosnia’s population was a multiethnic mix of Muslim Bosniaks (44%), Orthodox Serbs (31%), and Catholic Croats (17%). The Bosnian Serbs, well-armed and backed by neighboring Serbia, laid siege to the city of Sarajevo in early April 1992. They targeted mainly the Muslim population but killed many other Bosnian Serbs as well as Serbs with rocket, mortar, and sniper attacks that went on for 44 months. As shells fell on the Bosnian capital, nationalist Croat and Serb forces carried out horrific “ethnic cleansing” attacks across the countryside. Finally, in 1995, UN air strikes and United Nations sanctions helped bring all parties to a peace agreement. Estimates of the war’s fatalities vary widely, ranging from 90,000 to 300,000. To date, more than 70 men involved have been convicted of war crimes by the UN.




















Friday, April 20, 2012

Eadweard Muybridge Collection

E xpatriate Englishman Eadweard Muybridge (1830–1904), a brilliant and eccentric photographer, gained worldwide fame photographing animal and human movement imperceptible to the human eye. Hired by railroad baron Leland Stanford in 1872, Muybridge used photography to prove that there was a moment in a horse’s gallop when all four hooves were off the ground at once. He spent much of his later career at the University of Pennsylvania, producing thousands of images that capture progressive movements within fractions of a second.

Thursday, April 19, 2012

Yeni Bir Yurt Edinmek

Geri planda 1922'de Anadolu'dan Yunanistan'a göç; öne çıkan konu ise göç ettikleri ülke belgeselcileri tarafından gerçekleştirilmiş mübadele konulu bir belgesel filmde yer almış insanların ve onlar gibi mübadil olan diğer yöre insanlarının bu filmi nasıl anlamlandırdıkları ve yeni yurtlarındaki duygu ve düşünceleri.

Ben hiç büyümedim ki...