Tuesday, October 23, 2012

Nefret Söylemi: Türk Basını Tedavi Edilebilir mi?



“… İngiltere’de gazeteciler için bastırılmış, “reporting diversity” adlı bir rehber var. Bu rehber İngiltere’de bulunan etnik gruplarının dillerinden, dinlerine, kültürlerine kadar birçok bilgi içeriyor. Gazeteciler etnik gruplar için değerli, kutsal ve önemli olan bazı kavramlar hakkında bu rehber ile bilgilendiriliyor ve yanlış bir dil kullanımı önlenmeye çalışılıyor. Hangi ifadelerin hangi gruplar için aşağılayıcı olabildiğini, Kur’an’ ın nasl yazılması gerektiği, dini ritüellerle ilgili detaylı bilgiler, hangi davranışların hangi etnik, dinsel gruplarda hoş kaçmadığı gibi konularda birçok bilgi yer alıyor. Bu tarz çalışmaların yapılması Türkiye’de de olumlu sonuçlar doğuracaktır.
Medyada nefret söyleminin bu tip projelerle izlenmesi, üniversitelerin iletişim fakülteleri ve bazı Svil Toplum Kuruluşları ile işbirliği çok faydalı olacaktır. Medyada nefret söylemini ve ayrımcılığı izleyecek daimi bir izleme mekanizmasının oluşturulması da hiç şüphesiz olumlu sonuçlar doğuracaktır. Medya organlarının ombudsmanların sayısının arttırması ve ayrıca da belirli aralıklarla her medya kuruluşunun öz eleştiri toplantıları düzenleyip yaptıkları hataları değerlendirmeleri, gazetecilerle ve editörlerle fikir alışverişinden bulunulması faydalı olacaktır.
Özetlemek gerekirse Dünyada ve Türkiye’de medyasında gözle görülür bir nefret söylemi var, Türkiye’de bu söylem geçmişten günümüze çok can acıttı, söylemin kimi zaman şiddet içeren eyleme, linçlere, cinayetlere dönüştüğüne tanıklık ettik. Medyada nefret söylemi nefret suçunun tek sebebidir demek, diğer faktörleri göz ardı etmek, bu suçu salt medyaya indirgemek her ne kadar doğru değilse de medyanın oynadığı rolü göz ardı edemeyiz. Bu nedenle önleyici mekanizmaların geliştirilmesi, okurların, televizyon izleyicilerinin de bilinçlendirilmesi, bu konu ile ilgili farkındalık yaratılması büyük önem taşıyor …”(nefretsoylemi.org)